Soğuk olan hava değil Mahsun!


Soğuk olan hava değil Mahsun. İnsanlar soğuk. hayat çok soğuk. keşke bu kadar soğuk olmasaydı da dünya, sen de bu kadar üşümeseydin… Çok değil, bir iki aya kadar da kış biter zaten. İdare et. Üşümezsin…

 


Mahsun falakadan şişmiş ayaklarıyla yeraltından çıkıp yeryüzü dünyasına karışır her sabah. BMW’yi o çalmamıştır. Otomobil çalmaz Mahsun sizin yaşamınızdan bir gecelik rahatlıklar çalar.

Otomobilinizin sıcak koltuğunu çalar, geceleri dolaştığınız şehrin aydınlığını çalar..

Bir kadın sever Mahsun. Bir şilep geçer kadının gözlerinden. Eroin dolaşır damarlarında. Kadının saçları dolaşır Mahsun’un aklına.

Bir tekne batar sevdiğinin yüzüne dokununca. Her gün bir düş batar Mahsun’un denizinde, her gün yeni bir düşe inanır Mahsun inatla. Yaşama inandığı için…
Tabut dar, kapalı bir mekanı çağrıştırır.

Bir futbol terimi olan rövaşata ise tabutla karşılaştırılamayacak kadar geniş alanı gerektirir. Çünkü rövaşata yaparken sırtınız yere gelecek biçimde havaya sıçramanız, topa bedeniniz havada iken vurmanız öngörülmüştür. İşte tam da bu yüzden tabutta rövaşata yapmak imkansızdır.

Film, insana dair imkanlar ve imkansızlıkların gergin birliğini vurgulamayı kendisine amaç edinmiştir. Çünkü insan, en elverişsiz koşullarda dahi hayatın dengesini kurabilme ama aynı zamanda kurduğu her dengeyi reddedebilme, kendisi için rasyonel ve uygun olanı kabul etmeme yetisi ile de donatılmıştır.

1996 – Tabutta Rövaşata -  Derviş Zaim

Benzer Gönderiler