Hava soğuk. Üzerimdeki
mont beni sıcak tutmaya yetmiyor. Büzüşüyorum. Yağmur yolda ufak ufak
gölcükler oluşturmuş.Yüzümde bir tebessüm adımlarımı hızlı hızlı atıyor zikzak çizerek derse yetişmeye
çalışıyorum. Bu kötü havalar, kötü yol yada derse geç kalmış olmak,
bunlar şimdi dert edilecek şeyler değil. İnsan
mutlu olunca yürüyüşü, çevreyi algılayışı değişiyor, doğaya saygısı
artıyor. Islanmış olmayı dert etmiyor. Yağmura kızmıyor mesela. Ufak
gölcükler de, üzerinden atlayıp oyna çevirebilecek güzel bir parkur oluyor. Boynumdaki
Diyarbakırspor atkısı kalbimin yerine geçmiş vucuduma mutluluk
pompalıyor. İki de bir atkıyı düzeltiyorum. Bir yandan kafamda bu atkı
için nasıl teşekkür edeceğimi beni nasıl mutlu ettiğini aslında
meselenin atkı değil de kendisinin olduğunu söylemeyi düşünüyorum. Sınıf
arkadaşlığımızdan öte bir şey olmalı aramızda.
Okula yurt tarafından ufak bir duvarın üzerinden atlayıp girdim. Merdivenleri ikişer ikişer çıktım. Kapının önünde sınıfın en mutlu çiftçini gördüm. Selam verip sınıfa girdim. İçimdeki duygu yoğunluğu sınıfta onu görememle durgunlaştı. Bahçede olabilir mi diye tekrar döndüm. Merdivenleri inerken sınıfta sadece selam verdiğim pek tanımadığım tanımakta istemediğim bir öğrenci. heyecanla "sizinkiler kavga ediyor aşağıda, birbirlerine girdiler". Kavgayı izlemenin verdiği heyecanla gözleri büyümüştü. "Bizimkiler kim lan? bu okulda dahil olduğum bir grup yok ki benim." pek ilgisiz merdivenleri inmeye devam ettim.
Okula yurt tarafından ufak bir duvarın üzerinden atlayıp girdim. Merdivenleri ikişer ikişer çıktım. Kapının önünde sınıfın en mutlu çiftçini gördüm. Selam verip sınıfa girdim. İçimdeki duygu yoğunluğu sınıfta onu görememle durgunlaştı. Bahçede olabilir mi diye tekrar döndüm. Merdivenleri inerken sınıfta sadece selam verdiğim pek tanımadığım tanımakta istemediğim bir öğrenci. heyecanla "sizinkiler kavga ediyor aşağıda, birbirlerine girdiler". Kavgayı izlemenin verdiği heyecanla gözleri büyümüştü. "Bizimkiler kim lan? bu okulda dahil olduğum bir grup yok ki benim." pek ilgisiz merdivenleri inmeye devam ettim.
Bahçeye çıkar çıkmaz onu gördüm kendisine sarılan bir kişinin elleri arasında nasıl da mutlu ve biraz utangaç. gülümsüyor.
"bu ney lan... ulan... Demek Biz her zaman arkadaş kalmışız. Keşke... Böyle güzel bakmasaydı, gülmeseydi. Bu hediye sadece dostluktan mıydı?
Nasıl ki heyecanla geldim buraya şimdi daha fazla mala bağlamış bir vaziyet ile hızlı hızlı çıkmak istedim. Ayakkabımın arasından sızan suyu fark ettim. Hayy sikyim böyle işi, yağmurunun da havasını skim...
Nasıl ki heyecanla geldim buraya şimdi daha fazla mala bağlamış bir vaziyet ile hızlı hızlı çıkmak istedim. Ayakkabımın arasından sızan suyu fark ettim. Hayy sikyim böyle işi, yağmurunun da havasını skim...
0 Yorumlar